Şehirde yaşamanın ağırlığını hafifletecek, insanı merkeze alan projelere duyulan ihtiyaç daha da arttı. İşte tam bu noktada Erenler Belediyesi’nin son dönemde hayata geçirdiği projeler bana göre çok değerli ve örnek niteliğinde.

Başkan  Dinç’in “sosyal belediyecilik” anlayışıyla yürüttüğü projeler, lafla değil icraatla vatandaşın yanında olduklarını gösteriyor. Özellikle eğitim alanındaki “Kantin Kart” uygulaması beni fazlasıyla etkiledi. Bu proje sayesinde ekonomik imkânı olmayan çocuklar da kendilerini eşit hissedebiliyor, dışlanmadan, utanmadan günlük ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. Bu sadece bir kart değil, bir çocuğun kendini değerli hissetmesini sağlayan bir anahtar gibi. Belediyenin böyle bir konuya eğilmiş olması, gerçekten alkışı hak ediyor.

Diğer yandan “Ben de Yuva Kurmak İstiyorum” projesi de, bu dönemde gençler için adeta bir can simidi. Bugün ev kurmanın ne kadar zorlaştığını, mobilya ve beyaz eşya fiyatlarının nasıl ulaşılamaz hale geldiğini hepimiz biliyoruz. Hele ki kiralar… Gençler artık evlenmeyi değil, hayal kurmayı bile erteliyor.

 Bu proje ise hayallerin öylece havada kalmaması için somut bir destek sunuyor. Eşyadan düğün salonuna, gerekirse kira yardımına kadar düşünülmüş bir sistem var ortada. Üstelik bu bir kerelik bir şey de değil. Her ay bir çiftin yuva kurmasına destek verilmesi planlanıyor. Bu, sadece bir maddi destek değil; bir güven hissi, bir omuz verme hali. Belediyenin gençlerin hayatına bu kadar doğrudan dokunuyor olması, bana kalırsa gerçek sosyal belediyeciliğin en net tanımı.

Açıkçası bu projeleri duyduğumda sadece “iyi işler yapılmış” demedim. Aynı zamanda bir vatandaş olarak gurur duydum. 

Çünkü insanın yaşadığı şehirde kendini yalnız hissetmemesi, ihtiyaç duyduğunda bir elin omzuna dokunması çok kıymetli. Başkan Dinç’in “her bir vatandaşımıza ulaşmaya özen gösteriyoruz” sözü kulağa bir slogan gibi değil, sahada karşılığı olan bir gerçek gibi geliyor.

Sonuç olarak Erenler’de olan biten sadece belediyecilik hizmetleri değil; bir anlayış, bir gönül meselesi. Şehrin her köşesine, her yaş grubuna dokunan bu yaklaşımların devam etmesi dileğiyle… Çünkü bu topraklarda, insanların kendilerini yalnız hissetmemeye her zamankinden daha çok ihtiyacı var.

Saygılar...